Yağmurla gelen sen ebru çiçeği
Seni düşünüyordum birden Yağmur yağmaya başladı.
Çayimi da alarak dışarıya çıkmıştım.
Yağmur değil de sen yağardı bu bedenimin üzerine. Her defasında sokağa atardım kendimi. Islanmak güzeldi sende. Sen yağdıkça üzerime.
Ey uzağa daldıkça akla düşen sevgili. Ey kokusunu derinden özlediğim. Ey gönlü güzel olan. dinleyesin şu meczubu.
Sen ki bir ateş, ben fakirde kelebek. Nasıl ki ateşin büyüsüne kapılan kelebek, onu karanlıktan aydınlığa açılan kapı sanar ve etrafında pervane olur, en sonunda da aşkına yenik düşüp ateşe atar kendini ve kül olur ya... İşte ebru çiçeği .. Ey Ay'ı kıskandıracak güzel, sen de benim ateşimsin. Düşünce aklıma sen, yakınca gönlümü sensizlik ateşi yanar kül olurum da kimseye "Aman" diyemem. Sesini ararım işit feryadımı. Gece gözlüm, yazdığım her bir harfte binlerce çığlık, her bir kelimesin de kor kor ateş. Gece düşer âlemden ârşa, gözlerin gelir aklıma. Yana yakıla ağlayan gözlerin. "Seviyorum " diye hayıflandığını işitirim dağlardan süzüle süzüle gelen rüzgardan. İşitirim işitmesine lâkin ağzımı açıp bi belâgât edemem. Susarım... Sadece susarım. Ardından kokun gelir çöker ciğerimin en dibine de iner gözden bir damla. Masumca. Sessizce. İner inmedine de neden yakar bunca kezzap gibi dokunduğu yeri. Yüreğimde ki "ebru çiçeği " ateşine su olacağına neden körükler onu bir damla yaş... Sevdan harman yeriydi yüreğimin. Sabır sürdüm yangınlarıma. Hasret nedir bilir misin?
Esen rüzgarda ebru çiçeğini koklamak..
Daldıkça uzağa ebru görmek..
Duydukça "Güle aşık bülbül" ün sesini ebru işitmek.
Hasret demek 'sen' demek 'sen' demek hasret demek.
Senki gül kadar narin.
Benki dikeni kadar zalim
Senki su kadar naif
Benki ateş kadar zalim
Senli usul usul esen rüzgar
Benki kan kırmızı fırtına
Senki iyi olan
Benki kötüye yoran...
İlik ilik, zerre zerre,ebru içeceği işlerken gönlüme aka geldi ayrılık. Bir bilsen ebru... Bir işitsen yüreğime üflenen sûru. Bugün hiç çıkmadı aklımdan "seviyorum " dediğini. Okuduğum anda sur üflenmişti içimde. Kopmuştu kıyametim. Ateş düştü yüreğime, özüme. Gece karanlığı gözlerinde kaybolmuş bir divaneyim ben. Divane bu ya, ne ne dediğini bilir ne nede yaptığını. Sen anlat şu divanene gece karanlığında yol bulmasını. Gönlün kutup yıldızı olsun. Yön belirtsin aşkın. Tut elinden götür şu divaneni aydınlığa..
Yazarım derdimi kendime
Kaderin benle bu derdi ne
Ebru çiçeği misali
Aradığını bulamayan adam olmak
Çayimi da alarak dışarıya çıkmıştım.
Yağmur değil de sen yağardı bu bedenimin üzerine. Her defasında sokağa atardım kendimi. Islanmak güzeldi sende. Sen yağdıkça üzerime.
Ey uzağa daldıkça akla düşen sevgili. Ey kokusunu derinden özlediğim. Ey gönlü güzel olan. dinleyesin şu meczubu.
Sen ki bir ateş, ben fakirde kelebek. Nasıl ki ateşin büyüsüne kapılan kelebek, onu karanlıktan aydınlığa açılan kapı sanar ve etrafında pervane olur, en sonunda da aşkına yenik düşüp ateşe atar kendini ve kül olur ya... İşte ebru çiçeği .. Ey Ay'ı kıskandıracak güzel, sen de benim ateşimsin. Düşünce aklıma sen, yakınca gönlümü sensizlik ateşi yanar kül olurum da kimseye "Aman" diyemem. Sesini ararım işit feryadımı. Gece gözlüm, yazdığım her bir harfte binlerce çığlık, her bir kelimesin de kor kor ateş. Gece düşer âlemden ârşa, gözlerin gelir aklıma. Yana yakıla ağlayan gözlerin. "Seviyorum " diye hayıflandığını işitirim dağlardan süzüle süzüle gelen rüzgardan. İşitirim işitmesine lâkin ağzımı açıp bi belâgât edemem. Susarım... Sadece susarım. Ardından kokun gelir çöker ciğerimin en dibine de iner gözden bir damla. Masumca. Sessizce. İner inmedine de neden yakar bunca kezzap gibi dokunduğu yeri. Yüreğimde ki "ebru çiçeği " ateşine su olacağına neden körükler onu bir damla yaş... Sevdan harman yeriydi yüreğimin. Sabır sürdüm yangınlarıma. Hasret nedir bilir misin?
Esen rüzgarda ebru çiçeğini koklamak..
Daldıkça uzağa ebru görmek..
Duydukça "Güle aşık bülbül" ün sesini ebru işitmek.
Hasret demek 'sen' demek 'sen' demek hasret demek.
Senki gül kadar narin.
Benki dikeni kadar zalim
Senki su kadar naif
Benki ateş kadar zalim
Senli usul usul esen rüzgar
Benki kan kırmızı fırtına
Senki iyi olan
Benki kötüye yoran...
İlik ilik, zerre zerre,ebru içeceği işlerken gönlüme aka geldi ayrılık. Bir bilsen ebru... Bir işitsen yüreğime üflenen sûru. Bugün hiç çıkmadı aklımdan "seviyorum " dediğini. Okuduğum anda sur üflenmişti içimde. Kopmuştu kıyametim. Ateş düştü yüreğime, özüme. Gece karanlığı gözlerinde kaybolmuş bir divaneyim ben. Divane bu ya, ne ne dediğini bilir ne nede yaptığını. Sen anlat şu divanene gece karanlığında yol bulmasını. Gönlün kutup yıldızı olsun. Yön belirtsin aşkın. Tut elinden götür şu divaneni aydınlığa..
Yazarım derdimi kendime
Kaderin benle bu derdi ne
Ebru çiçeği misali
Aradığını bulamayan adam olmak