DECCAL ve KIYAMETİN KOPMASI
DECCAL ve KIYAMETİN KOPMASI
Peygamberimiz s.a.v anlatıyor;
-Sizin adınıza Deccal'den başka şeylerden
daha çok korkuyorum. Şayet Deccal ben
aranızdayken çıkarsa, onun oyununu
bozar, delillerini çürütürüm.
Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra
çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı
savunup korumalıdır. Zaten Allah Teala
mü'minleri onun kötülüklerinden
koruyacaktır. Deccal kıvırcık saçlı, parlak
gözlü, (cahiliye devrinde ölen) Abdüluzza
İbni Katan'a benzeyen bir gençtir. Sizden
onu gören Kehf suresinin baş kısmım
okusun. O Şam ile Irak arasındaki yerden
çıkacak. Sağa sola her yana kötülüğünü
yayacaktır.
Ey Allah'ın kullan imanınızı koruyup
direnin!
-Ya Resulullah! Deccal'in yeryüzünde
kalma süresi ne kadar? diye sorduk. Şöyle
buyurdu:
-Kırk gündür. Bir günü bir yıl kadar, bir
başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de
bir hafta kadardır, geri kalan günleri ise
sizin bildiğiniz günler gibidir. Biz:
-Ya Resulullah! Bir yıl kadar olan günde,
kılacağımız bir günlük namaz kafi gelecek
mi? dedik.
-Hayır, siz namaz vakitlerini ona göre
takdir ve hesap ediniz, buyurdu. Biz:
-Ya Resulullah! onun yeryüzündeki sürati
ne kadardır? diye sorduk. Şöyle buyurdu:
-Rüzgarın sürüklediği bulut gibi insanların
yanından geçer, ilah olduğunu söyleyerek
kendisine iman etmelerini ister, onlarda
iman ederler. Göğe yağmur yağdırmasını
emreder, otlar, çayırlar biter, insanların
yayılmaya gönderdikleri hayvanları daha
gösterişli ve semiz, sütleri daha bol olarak
döner. Daha sonra başka insanların yanına
gelerek onlan kendine inanmaya davet
eder, fakat onlar kendisine inanmayıp
teklifini geri çevirirler; Deccal de
yanlarından ayrılıp gider, lakin sabahleyin
sulan çekilip çayır çimenleri kurur,
hayvanları da helak olur.
Deccal bir örene uğrayıp definelerini
ortaya çıkar! der. O harabelerdeki
defineler arıbeyinin peşinden giden arılar
gibi Deccal'in arkasında gider. Sonra
Deccal babayiğit bir genci yanma çağırıp
onu kılıcıyla ikiye biçer; vücudun her
parçası bir yana düşer; ardından ona sesle
nir. Delikanlı gülümseyen bir çehreyle ona
doğru gelir. Deccal böyle işler yaparken
Allah Teala Mesih Hz isa (a.s) gönderir.
yanmış, iki elbise içinde, ellerini iki
meleğin kanatları üzerine koyarak
Dımaşk'ın doğusundaki Akminare'nin
yanına iner. Mesih parıldayan yüzüyle
başını eğer yere eğince başından terler
damlar, başını kaldırınca nurani damlalar
dökülür. Onun nefesini koklayan kafir
derhal ölür. Nefesi baktığı yere ulaşır.
Mesih Deccalin peşine düşer, onu (Kudüs
yakınındaki) Babülüd'de yakalayıp
öldürür. Sonra İsa (a.s) Allah Teala'nın kendilerini
deccalin şerrinden koruduğu birtakım
insanların yanına gelir, onların yüzlerini
okşayarak Deccal fitnesinin sona erdiğini
söyler ve kendilerine cennetteki yüksek
derecelerini haber verir. Bu sırada Allah
Teala isa ( a.s)'
vahyederek "Kimsenin öldüremeyeceği
kullar yarattım, diğer kullanım toplayıp
Tur'a götür" buyurur. Allah Teala Ye'cuc
ve Me'cuc'ü yeryüzüne gönderir. Onlar
tepelerden süratle inip giderler; öncüleri
Taberiye gölüne varıp gölün bütün suyunu
içer.
Arkadan gelenleri oraya vardıklarında,
"Bir zamanlar burada çok su varmış"
derler. İsa (a.s) ile
yanında bulunan mü'minler Tur dağında
mahsur kalırlar. Onlardan her biri için bir
öküz başı, sizin
bugünkü paranızla yüz altından daha
kıymetli olur. İsa (a.s) ile yanındaki mü'minler bu
beladan kendilerini kurtarması için Allah
Teala'ya yalvarırlar. Allah Teala'da Ye'cuc
ve Me'cuc'un enselerine kurtçuklar
musallat eder, hepsi bir anda ölüp gider.
Ardından İsa (a.s)
ile mü'minler Tur dağından inerler. Ye'cuc
ve Me'cuc'un kokmuş cesetlerini olmadığı
bir kanş yer bulamazlar. İsa (a.s) ile yanındaki mü'minler
bu beladan da kendilerini kurtarması için
Allah Teala'ya yalvanrlar.
Allah Teala deve boyunları gibi iri kuşlar
gönderir, bu kuşlar onlann kokmuş
cesetlerini alarak Cenab-ı Hakk'ın dilediği
yere götürüp atarlar. Sonra Allah Teala
hiçbir evin ve çadırın engel olmayacağı bol
bir yağmur gönderir, bu yağmur
yeryüzünü ayna gibi pınl pınl temizler.
Daha sonra yeryüzüne "meyveni bitir,
bereketini getir" diye emredilir.
O gün bir grup insan tek bir nar ile doyar,
kabuğuyla da gölgelenir.
Yaylıma gönderilen hayvanlann sütü de
bereketlenir, bir devenin sütü kalabalık bir
grubu, bir ineğin sütü bir kabileyi, bir
koyunun sütü bir cemaati doyurur. Onlar
böyle yaşayıp giderken Allah Teala tatlı bir
rüzgar gönderir. Bu rüzgar onlan koltuk
altlanndan sarmalayıp her mü'minin ve
müslimin ruhunu alıp götürür.
Yeryüzünde insanlann en fenaları kalır,
onlar eşekler gibi birbiriyle tepişip
herkesin gözü önünde cinsel ilişkide
bulunurlar ve kıyamet onlann üzerine
kopuverir."
Kaynak (Müslim
-Sizin adınıza Deccal'den başka şeylerden
daha çok korkuyorum. Şayet Deccal ben
aranızdayken çıkarsa, onun oyununu
bozar, delillerini çürütürüm.
Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra
çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı
savunup korumalıdır. Zaten Allah Teala
mü'minleri onun kötülüklerinden
koruyacaktır. Deccal kıvırcık saçlı, parlak
gözlü, (cahiliye devrinde ölen) Abdüluzza
İbni Katan'a benzeyen bir gençtir. Sizden
onu gören Kehf suresinin baş kısmım
okusun. O Şam ile Irak arasındaki yerden
çıkacak. Sağa sola her yana kötülüğünü
yayacaktır.
Ey Allah'ın kullan imanınızı koruyup
direnin!
-Ya Resulullah! Deccal'in yeryüzünde
kalma süresi ne kadar? diye sorduk. Şöyle
buyurdu:
-Kırk gündür. Bir günü bir yıl kadar, bir
başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de
bir hafta kadardır, geri kalan günleri ise
sizin bildiğiniz günler gibidir. Biz:
-Ya Resulullah! Bir yıl kadar olan günde,
kılacağımız bir günlük namaz kafi gelecek
mi? dedik.
-Hayır, siz namaz vakitlerini ona göre
takdir ve hesap ediniz, buyurdu. Biz:
-Ya Resulullah! onun yeryüzündeki sürati
ne kadardır? diye sorduk. Şöyle buyurdu:
-Rüzgarın sürüklediği bulut gibi insanların
yanından geçer, ilah olduğunu söyleyerek
kendisine iman etmelerini ister, onlarda
iman ederler. Göğe yağmur yağdırmasını
emreder, otlar, çayırlar biter, insanların
yayılmaya gönderdikleri hayvanları daha
gösterişli ve semiz, sütleri daha bol olarak
döner. Daha sonra başka insanların yanına
gelerek onlan kendine inanmaya davet
eder, fakat onlar kendisine inanmayıp
teklifini geri çevirirler; Deccal de
yanlarından ayrılıp gider, lakin sabahleyin
sulan çekilip çayır çimenleri kurur,
hayvanları da helak olur.
Deccal bir örene uğrayıp definelerini
ortaya çıkar! der. O harabelerdeki
defineler arıbeyinin peşinden giden arılar
gibi Deccal'in arkasında gider. Sonra
Deccal babayiğit bir genci yanma çağırıp
onu kılıcıyla ikiye biçer; vücudun her
parçası bir yana düşer; ardından ona sesle
nir. Delikanlı gülümseyen bir çehreyle ona
doğru gelir. Deccal böyle işler yaparken
Allah Teala Mesih Hz isa (a.s) gönderir.
yanmış, iki elbise içinde, ellerini iki
meleğin kanatları üzerine koyarak
Dımaşk'ın doğusundaki Akminare'nin
yanına iner. Mesih parıldayan yüzüyle
başını eğer yere eğince başından terler
damlar, başını kaldırınca nurani damlalar
dökülür. Onun nefesini koklayan kafir
derhal ölür. Nefesi baktığı yere ulaşır.
Mesih Deccalin peşine düşer, onu (Kudüs
yakınındaki) Babülüd'de yakalayıp
öldürür. Sonra İsa (a.s) Allah Teala'nın kendilerini
deccalin şerrinden koruduğu birtakım
insanların yanına gelir, onların yüzlerini
okşayarak Deccal fitnesinin sona erdiğini
söyler ve kendilerine cennetteki yüksek
derecelerini haber verir. Bu sırada Allah
Teala isa ( a.s)'
vahyederek "Kimsenin öldüremeyeceği
kullar yarattım, diğer kullanım toplayıp
Tur'a götür" buyurur. Allah Teala Ye'cuc
ve Me'cuc'ü yeryüzüne gönderir. Onlar
tepelerden süratle inip giderler; öncüleri
Taberiye gölüne varıp gölün bütün suyunu
içer.
Arkadan gelenleri oraya vardıklarında,
"Bir zamanlar burada çok su varmış"
derler. İsa (a.s) ile
yanında bulunan mü'minler Tur dağında
mahsur kalırlar. Onlardan her biri için bir
öküz başı, sizin
bugünkü paranızla yüz altından daha
kıymetli olur. İsa (a.s) ile yanındaki mü'minler bu
beladan kendilerini kurtarması için Allah
Teala'ya yalvarırlar. Allah Teala'da Ye'cuc
ve Me'cuc'un enselerine kurtçuklar
musallat eder, hepsi bir anda ölüp gider.
Ardından İsa (a.s)
ile mü'minler Tur dağından inerler. Ye'cuc
ve Me'cuc'un kokmuş cesetlerini olmadığı
bir kanş yer bulamazlar. İsa (a.s) ile yanındaki mü'minler
bu beladan da kendilerini kurtarması için
Allah Teala'ya yalvanrlar.
Allah Teala deve boyunları gibi iri kuşlar
gönderir, bu kuşlar onlann kokmuş
cesetlerini alarak Cenab-ı Hakk'ın dilediği
yere götürüp atarlar. Sonra Allah Teala
hiçbir evin ve çadırın engel olmayacağı bol
bir yağmur gönderir, bu yağmur
yeryüzünü ayna gibi pınl pınl temizler.
Daha sonra yeryüzüne "meyveni bitir,
bereketini getir" diye emredilir.
O gün bir grup insan tek bir nar ile doyar,
kabuğuyla da gölgelenir.
Yaylıma gönderilen hayvanlann sütü de
bereketlenir, bir devenin sütü kalabalık bir
grubu, bir ineğin sütü bir kabileyi, bir
koyunun sütü bir cemaati doyurur. Onlar
böyle yaşayıp giderken Allah Teala tatlı bir
rüzgar gönderir. Bu rüzgar onlan koltuk
altlanndan sarmalayıp her mü'minin ve
müslimin ruhunu alıp götürür.
Yeryüzünde insanlann en fenaları kalır,
onlar eşekler gibi birbiriyle tepişip
herkesin gözü önünde cinsel ilişkide
bulunurlar ve kıyamet onlann üzerine
kopuverir."
Kaynak (Müslim