Sevgiliye Aşk Mektupları ,
Sevgiliye Aşk Mektupları ,
Sevgiliye..
Gözlerinin gözlerime deydiği o ilk anda çatırdattın yüreğimin aynasını. Yüreğimin sevmekle görevlendirilmiş en hassas noktasına dokundun seni gördüğüm gün. Ruhuma beni seveceksin diye emir veren kıdemli asker gibiydi güzel gözlerin. Kirpiklerinin her bir teli, beni göz hapsine aldığında nöbet tuttular kaçmamam için. Oysa yeryüzünün en mutlu esiriydi o an gözlerinin esiri olan gözlerim. İşte o günden beri sen ve ben yokuz, biz varız, deli dolu sevgimiz, unutulması güç anılarımız var. Şimdi senin sesinden defalarca dinlediğim şiirin dizeleri çınlıyor kulaklarımda. Sevgileri yarınlara bıraktınız? Biz bırakmadık, bitmeyen işler yüzünden yanlış tanımadık birbirimizi. Doğan her yeni gün bizim için el değmemiş yepyeni bir tuval oldu. Her defasında farklı bir şekilde birbirine karıştırdık ruhumuzun renklerini. Bir fırça darbesi senden, sonraki benden. Bendeki kırmızı sende ki beyazla, ikimizin pembesiyle hatta bize ait olmayan siyahla harmanlandı çok zaman. Ne çıktıysa ortaya ikimizin eseriydi. Mutluluk, hüzün, tutku, özlem, sevgi, aşk tabloları çizdik beraber.
Düşünüyorum da ; ne çok şey yaşadık seninle ve ne çok güzel şeyi sığdırabilmeyi başardık geçen zamana. Şimdi sana ait ne varsa aşkı çağrıştırıyor bende. Senin kokun beraberinde aşkı getiriyor uzaklardan. Her sözünde bir aşk hikayesi saklı haberin yok. Gözlerin! Gözlerin ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte. Bundan olmalı ki; uzun zaman aralıklarında düşünüyorum seni. Bir şeylerin ertelenmiş halisin sen. Tüm sıkıntılarıma mola verdiren dakikalarda saklı senin hayalin. Ne zaman aklıma gelsen aydınlanıyor karanlıklarım. Umutsuzluklarımı, korkularımı, mutsuzluklarımı göz ardı edip, seni düşünüyorum büyük bir haz duyarak. Henüz kendime dahi izah edemediğim bir duygu bu. Adını koymayı başaramadığım, daha önce yaşanmamış türden duyguların başkahramanı oldun sen. O, zırhlara bürünmüş, kabuğunun çatlamasından korkan adamı yok etti geçen zaman. Zırhlarını eritti aşkın ateşi, şimdi kırılan kabuğun altında yatan seni yaşıyorum günbegün. Nasıl sıcaksın, nasıl sevgi dolu, ne kadar şefkatli ve ne çok sevilmeye değer. İşte bu yüzden beni sana getiren adımlar birbirleriyle yarışıyor çoğu zaman. Sırt çantama ikimize de yetecek kadar umut, mutluluk ve tebessümü sığdırarak geliyorum yanına. Ve sen yalnızlığımın üstünü örten sıcacık bir sevgi oluveriyorsun içimde. Bana dost oluyorsun, bana yoldaş, bana sırdaş oluyorsun, bana yar, bana yar oluyorsun daha ilk günden beri.
Şimdi sen yanı başımda şarkılar söylüyorsun, gitarının telleri ağlıyor, ve ben yazıyorum. Sana ve seni yazıyorum bu gece, dinle sevgilim dinle?
Bastırılmış duyguların, eğitilmemiş ruhların, sindirilmiş yüreklerin harcı değildir aşk.
Sınırları önceden belirlenmiş sevdalara örnek olalım diye zorladım sınırları. Tel örgüleri aştı, mayınlarla çarpıştı yüreğim seni sınırsız sevebilmek için. Sende kendimi buldum ben. Bendeki seni sevdim delice. Şimdi ikiniz beraber büyüyorsunuz, bir sen birde sevda.
Bak; her şeyden geçtim, cevabını bilmediğim sorulara yanıt aramıyorum artık. Nereye varacağımızı bilmesem de huzurla aynı yolda yürüyorum seninle. Dünü boş verdim, yarınlar önemini çoktan yitirdi yanında olduğum bu günü yaşarken. Belki sonu olmayanım belki de sonsuza kadarımsın kim bilir? ? Seni Seviyorum?
____________________________________
Sen .Aşk ..Ben
İnsan kendinden başkasını çok sever mi ? Aşk, öyle birşey ki sevdirir. Hayatta bir çizgi vardır çizginin sag tarafı mutluluk sol tarafı hüzündür. İnsanlar genelde çizgidirler, duygularını dengeler. Ne hüzün ne mutluluk ? Eger kendinden çok sevdigin biri varsa o sana dengeni şaşırtır. Çok mutlu oldugun an, bir anda çok mutsuzda olabilirsin. İşte sevgi böyle birşeydir. Dünyada iki kelimeyle cenneti, küçük bir kırgınlıkla cehennemi yaşatır. Ama ne kadar küs olsan da, kızgın olsanda, onun var oldugunu, senin oldugunu bildigin sürece en mutlu sensindir. Sadece gururun bu gerçegi o anlarda saklar, ama bu hep böyledir. Onu gördügün an kendini unutursun. Tek düşündügün tek hissettigin onu çok sevdiğin, onsuz yaşayamıyacağındır. Elini Tuttugunda dünya yıkılsa sana zarar gelmiyecekmiş gibi hissedersin. Bilirsin ki oda seni, senin sevdigin kadar seviyordur. İki seven kalp, aşkın verdigi sıcaklık ve sahiplik hissi Bunlar eritir seni. Ve bununla beraber aşkın getirdigi diger müthiş duygular. Benim için aşk birde insanın yaşamı boyunca en güzel gördügü rüyadır. İşte sen benim için böyle bişeysin.
Gözlerine baktıgımda kendimi buldugum, ellerini tuttugumda dünyadan koptuğum .. Hergünün tamamında aklımı işgal eden, kalbimi hiç bir atışında yalnız bırakmayan, hayallerimin tamamını kaplayan mükemmel birisisin. İyi ki varsın. Seni Seviyorum Aşkım
__________________________
Özlem Mektubu;
Sevgilim!..
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..
Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli
Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.
Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.
Yoksun, gittin, tek başına koydun Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş nolur dayanamıyorum.
_____________________
Karşılıksız platonik aşk mektubu
Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.
Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.
Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.
Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.
MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL.
İlk aşka yazılmış duygusal bir mektup
Maziye zincirlenmişti birzamanlar kaderim. Kalbime de zincir vurulmuştu sanki. Fırtınalar hep içimde dolmayan bir boşluk ise benimleydi hep. Büşra ın gözyaşları durmadan akıyordu. Oturmuştu bir banka gelene geçene aldırmıyordu hiç. Biraz evvel bir holding binasından çıkmıştı. İlk aşkı ilk sevdiği birzamanlar komşusunun oğlu olan Kaanı ziyarete gelmişti. Senelerdir görmemişti onu. Öyle bunalımdaydı ki Yeni eşinden ayrılmış sanki bir iki laf edecek birini aramış ve Kaanı görmeye gelmişti. Sevinçle girdiği yerden ağlayarak çıkmıştı. Kaanın bir sene önce öldüğünü öğrenmişti.
Oysa lisede birlikte okurken üniversiteyi bitirip evleneceklerini söylüyorlardı birbirlerine.
Hemen kalemini çıkarıp ağaca bir kalp çizmiş ve içine isimlerini yazmıştı Kaan.
Düşüncelere dalmıştı Büşra. Apartopar banktan kalktı. Edinekapı Mezarlığına
gitti. Kaanı görememişti ama mezarına gidecekti. Bulacağına inanıyordu. Arkadaşları tarif etmişti.
Mezarlığın kapısında ki çiçekçiden ençok sevdiği birzamanlar sevdiğinin verdiği kırmızı gülleri aldı. Kapıda ki görevliye sordu. Birlikte aramaya başladılar. .
İçinden durmadan
Sonunda buldu mezarı
Gözyaşları durmuyordu.
Şimdi ben senin için aldım.
Nişan yüzüklerimizi bile almıştın. Gençlik işte mantıklı düşünemiyor ki insan.
Hem ağlıyor hem konuşuyordu Büşra.
Evliliğinde çok acılar çektirmişti eşi. Devamlı aldatıyor ve manevi işkenceler yapıyordu. Sonunda dayanamayıp kızını da alıp annesinin yanına gitmişti. Aslında . Kaandan bir beklentisi yoktu. Çünki Kaanda evli ve iki kızı vardı. Yalnızca arkadaş olarak görmeye gitmişti. Trafik kazasında öldüğünü öğrenmesi onu geçmişe götürmüştü.
Ve bizi ayırdı. Belki sen de mutlu olamadın eşinle. Bense hiç olmadım. Bazen seni düşünürdüm. Seninle evli olsaydım mutlu olurdum. Sen beni anlıyan sevgi dolu biriydin.
Yine gözlerinde ki yaşlar sicim gibi iniyordu Büşra ın. . Keşke bugün hiç uğramasaydım. İçimde ki aşk kırıntıları kalsaydı yerinde. Ama mazimin saf ve temiz aşkı köz gibi yanacak bundan sonra içimde.
Elinde ki gülleri mezarın toprağına tek tek bıraktı.
Birzamanlar aşık olduğu deliler gibi sevdiği arkadaşını gözü yaşlı olarak bıraktı. Hayat herzaman süprizlerle doluydu. Bazen böyle acı süprizler de insanın karşısına çıkabiliyordu.
Acayip duygusal ve insanın kendi kalbine yazdığı bir mektup
Yazma diyorlar bana
yazarken canın acıyor
ağlıyorsun..
ve gelemiyorsun kendine uzun bir süre..
yazma diyorbeni tanıyanlar..
yazarsan kurtulamazsın bu aşktan !
Yapamıyorum
yazmamayı beceremiyorum
oysa sussam bir süre..
dinlense kelimeler..
Ben sussam sen yazarsın belki..
İkimizin yerine konuşmaktan yoruldum artık
Ben yazmazsam belki yeni anlamlar yüklenir alfabeye..
Bir harfini aldım oysa onun ben..
28 harf kaldı geriye..
Artık seni tanıyanlar
bilemeyecekler hiç..
Adının başında hangi harfin olduğunu..
Kolay değil böyle sevilmek eminim..
Hiç seni sevdiğim kadar sevilmemiş olsamda..eminim işte..
Benim nefes almamı engelleyen bu aşk
seni de yaşatmazbilirim..
Bulmacaların içindeyim
ama ne olur çözme beni..
gidersen birgün dayanamaz kalbim..
bırak sırlarla kalayım..sen hep başucumda kal..
Bana hiç gelmemiş olsaydın..
korkmazdım elbet bir gün gidecek olman düşüncesinden..
Ama geldin bana
Ne de iyi ettin !
Susamıyorum..Ne zaman susmak gelse içimde..
Gözyaşlarımla yıkıyorum yüzümü..
Çok ağlıyorum
Diyor ki bir şarkı;
-ben denizden bir damlayımo yüzden tuzludur gözyaşlarım..
Denizden doğduğum doğru..
ama artık eminim
Doğduğum yerde ölmeyeceğim !
Ağlatmak istemezdim kimseyi..
ve sen hiç ağladın mıbilmiyorum..
Hayatının neresindeyim
ve yokluğumun büyüklügü ne kadar yer tutarsa
bedelini ödemeye razıyım..
Bırak gideyim..
Tutmuyorum zaten diyebilirsin..
doğru..
ellerinle bağlamadın ellerimi..
Dillerinle söylemedin gitmeleri..
Kalbimden kalbine bağlanan o kalın ilmiği sen atmadın..
Habersiz değildin ama Sadece uyarmadın..
Bazen oturup sana mektup yazmak geliyor içimden..
Sayfalarca..renk renk..
Saçlarımı boyadığım gibi boyamak istiyorum kelimeleri..
Oturuyorum..yazamıyorum..
Boya kalemleri elimde kalıyor..
Gidip masum çocuk yüzlerini boyuyorum..
Gülüyorlar..
Birilerini mutlu etmeyi becerebiliyorum..
Az da olsa..
Kötü olabilseydim..senin içinsana karşı..
Nefret edebilseydin benden..
Denemedim mi sanıyorsunseni sevmemeyi..
benden nefret etmeyi sana öğretmeyi..
olmadı..
ne zaman bir adım atsam senden geriye..
yüzlerce kere koştum ileriye..
Ardıma dönYazma diyorlar bana
yazarken canın acıyor
ağlıyorsun..
ve gelemiyorsun kendine uzun bir süre..
yazma diyorbeni tanıyanlar..
yazarsan kurtulamazsın bu aşktan !
Yapamıyorum
yazmamayı beceremiyorum
oysa sussam bir süre..
dinlense kelimeler..
Ben sussam sen yazarsın belki..
İkimizin yerine konuşmaktan yoruldum artık
Ben yazmazsam belki yeni anlamlar yüklenir alfabeye..
Bir harfini aldım oysa onun ben..
28 harf kaldı geriye..
Artık seni tanıyanlar
bilemeyecekler hiç..
Adının başında hangi harfin olduğunu..
Kolay değil böyle sevilmek eminim..
Hiç seni sevdiğim kadar sevilmemiş olsamda..eminim işte..
Benim nefes almamı engelleyen bu aşk
seni de yaşatmazbilirim..
Bulmacaların içindeyim
ama ne olur çözme beni..
gidersen birgün dayanamaz kalbim..
bırak sırlarla kalayım..sen hep başucumda kal..
Bana hiç gelmemiş olsaydın..
korkmazdım elbet bir gün gidecek olman düşüncesinden..
Ama geldin bana
Ne de iyi ettin !
Susamıyorum..Ne zaman susmak gelse içimde..
Gözyaşlarımla yıkıyorum yüzümü..
Çok ağlıyorum
Diyor ki bir şarkı;
-ben denizden bir damlayımo yüzden tuzludur gözyaşlarım..
Denizden doğduğum doğru..
ama artık eminim
Doğduğum yerde ölmeyeceğim !
Ağlatmak istemezdim kimseyi..
ve sen hiç ağladın mıbilmiyorum..
Hayatının neresindeyim
ve yokluğumun büyüklügü ne kadar yer tutarsa
bedelini ödemeye razıyım..
Bırak gideyim..
Tutmuyorum zaten diyebilirsin..
doğru..
ellerinle bağlamadın ellerimi..
Dillerinle söylemedin gitmeleri..
Kalbimden kalbine bağlanan o kalın ilmiği sen atmadın..
Habersiz değildin ama Sadece uyarmadın..
Bazen oturup sana mektup yazmak geliyor içimden..
Sayfalarca..renk renk..
Saçlarımı boyadığım gibi boyamak istiyorum kelimeleri..
Oturuyorum..yazamıyorum..
Boya kalemleri elimde kalıyor..
Gidip masum çocuk yüzlerini boyuyorum..
Gülüyorlar..
Birilerini mutlu etmeyi becerebiliyorum..
Az da olsa..
Kötü olabilseydim..senin içinsana karşı..
Nefret edebilseydin benden..
Denemedim mi sanıyorsunseni sevmemeyi..
benden nefret etmeyi sana öğretmeyi..
olmadı..
ne zaman bir adım atsam senden geriye..
yüzlerce kere koştum ileriye..
Ardıma döndüğümde sen hep aynı yerdeydin..
Uzaklığımız bundandır..
Neden boğaz köprüsü var burada biliyor musun
ben mi uydurdum yoksa bu bir hikaye miydihatırlamıyorum..
Ama bir şehir aşık olunca diğer şehre..kuruvermişler araya köprüyü işte..
Şehirlerin dilleri yokanlatamazlar sevdalarını..
Benim dilim var..
Ama şehir kadar saklayamam sevdamı..
Salıverirsem birgün içimden bu aşkı..
yıkılacak bu köprü..
Hiç bir seven kavuşmasın diye .!
Olmuyor..olmuyor..
Bir mektup yazsam diyorum sana..
İnsan kalbine mektup yazamıyor ! düğümde sen hep aynı yerdeydin..
Uzaklığımız bundandır..
Neden boğaz köprüsü var burada biliyor musun
ben mi uydurdum yoksa bu bir hikaye miydihatırlamıyorum..
Ama bir şehir aşık olunca diğer şehre..kuruvermişler araya köprüyü işte..
Şehirlerin dilleri yokanlatamazlar sevdalarını..
Benim dilim var..
Ama şehir kadar saklayamam sevdamı..
Salıverirsem birgün içimden bu aşkı..
yıkılacak bu köprü..
Hiç bir seven kavuşmasın diye .!
Olmuyor..olmuyor..
Bir mektup yazsam diyorum sana..
İnsan kalbine mektup yazamıyor !
Sevgiliye yazılmış bir mektup
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Gözlerinden okunuyor, uyku gibi, yağmur gibi, duman gibi aşk dökülüyor gözlerinden. Beni sevmediğini söylerken dudaklarının kıvrımında öyle bir işaret görüyorum ki sevdiğini söylüyor. Elini tutuyorum, elimi iterken elin, yanarak titriyor.
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Bazen hiç ses vermiyorum sana, beni çağırıyorsun, adımı sesleniyorsun, yüreğin beni arıyor. Uzaklara giderken beni de alıp götürüyorsun, yoksa bu kadar çınlar mıydı kulaklarım ?. Akşam yıldızına bakarken ben geçiyorum aklından, yıldız birden ışığa kesiyor.
Beklenmedik bir zamanda, umulmadık bir yerde ansızın karşıma çıkıyorsun, gözlerimiz karşılaşınca yüzünü çeviriyorsun. Benim yanaklarım alev alev..senin dudakların nar çiçeği.. bir rüzgar esiyor aramızdan görmezden geliyorsun. En yaşanacak zamanda saatler boşa akıyor, çileler sarıyorsun.
Sevgilim, benim nazlı sevgilim.. Neden bu cefa ? Neden susuyorsun? Aramızda niçin bu kadar insan, neden bu kadar engel koyuyorsun ? Sevgilim her şey bahane.. bütün söylediklerin.. Kelebek kanadı kadar ince, yağmur damlası kadar temiz bir aşk bu.. Korkmana, kaçmana gerek yok.
Sevgilim, biliyorum sen de seviyorsun beni, itiraf etmiyorsun
Sevgiliye..
Gözlerinin gözlerime deydiği o ilk anda çatırdattın yüreğimin aynasını. Yüreğimin sevmekle görevlendirilmiş en hassas noktasına dokundun seni gördüğüm gün. Ruhuma beni seveceksin diye emir veren kıdemli asker gibiydi güzel gözlerin. Kirpiklerinin her bir teli, beni göz hapsine aldığında nöbet tuttular kaçmamam için. Oysa yeryüzünün en mutlu esiriydi o an gözlerinin esiri olan gözlerim. İşte o günden beri sen ve ben yokuz, biz varız, deli dolu sevgimiz, unutulması güç anılarımız var. Şimdi senin sesinden defalarca dinlediğim şiirin dizeleri çınlıyor kulaklarımda. Sevgileri yarınlara bıraktınız? Biz bırakmadık, bitmeyen işler yüzünden yanlış tanımadık birbirimizi. Doğan her yeni gün bizim için el değmemiş yepyeni bir tuval oldu. Her defasında farklı bir şekilde birbirine karıştırdık ruhumuzun renklerini. Bir fırça darbesi senden, sonraki benden. Bendeki kırmızı sende ki beyazla, ikimizin pembesiyle hatta bize ait olmayan siyahla harmanlandı çok zaman. Ne çıktıysa ortaya ikimizin eseriydi. Mutluluk, hüzün, tutku, özlem, sevgi, aşk tabloları çizdik beraber.
Düşünüyorum da ; ne çok şey yaşadık seninle ve ne çok güzel şeyi sığdırabilmeyi başardık geçen zamana. Şimdi sana ait ne varsa aşkı çağrıştırıyor bende. Senin kokun beraberinde aşkı getiriyor uzaklardan. Her sözünde bir aşk hikayesi saklı haberin yok. Gözlerin! Gözlerin ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte. Bundan olmalı ki; uzun zaman aralıklarında düşünüyorum seni. Bir şeylerin ertelenmiş halisin sen. Tüm sıkıntılarıma mola verdiren dakikalarda saklı senin hayalin. Ne zaman aklıma gelsen aydınlanıyor karanlıklarım. Umutsuzluklarımı, korkularımı, mutsuzluklarımı göz ardı edip, seni düşünüyorum büyük bir haz duyarak. Henüz kendime dahi izah edemediğim bir duygu bu. Adını koymayı başaramadığım, daha önce yaşanmamış türden duyguların başkahramanı oldun sen. O, zırhlara bürünmüş, kabuğunun çatlamasından korkan adamı yok etti geçen zaman. Zırhlarını eritti aşkın ateşi, şimdi kırılan kabuğun altında yatan seni yaşıyorum günbegün. Nasıl sıcaksın, nasıl sevgi dolu, ne kadar şefkatli ve ne çok sevilmeye değer. İşte bu yüzden beni sana getiren adımlar birbirleriyle yarışıyor çoğu zaman. Sırt çantama ikimize de yetecek kadar umut, mutluluk ve tebessümü sığdırarak geliyorum yanına. Ve sen yalnızlığımın üstünü örten sıcacık bir sevgi oluveriyorsun içimde. Bana dost oluyorsun, bana yoldaş, bana sırdaş oluyorsun, bana yar, bana yar oluyorsun daha ilk günden beri.
Şimdi sen yanı başımda şarkılar söylüyorsun, gitarının telleri ağlıyor, ve ben yazıyorum. Sana ve seni yazıyorum bu gece, dinle sevgilim dinle?
Bastırılmış duyguların, eğitilmemiş ruhların, sindirilmiş yüreklerin harcı değildir aşk.
Sınırları önceden belirlenmiş sevdalara örnek olalım diye zorladım sınırları. Tel örgüleri aştı, mayınlarla çarpıştı yüreğim seni sınırsız sevebilmek için. Sende kendimi buldum ben. Bendeki seni sevdim delice. Şimdi ikiniz beraber büyüyorsunuz, bir sen birde sevda.
Bak; her şeyden geçtim, cevabını bilmediğim sorulara yanıt aramıyorum artık. Nereye varacağımızı bilmesem de huzurla aynı yolda yürüyorum seninle. Dünü boş verdim, yarınlar önemini çoktan yitirdi yanında olduğum bu günü yaşarken. Belki sonu olmayanım belki de sonsuza kadarımsın kim bilir? ? Seni Seviyorum?
____________________________________
Sen .Aşk ..Ben
İnsan kendinden başkasını çok sever mi ? Aşk, öyle birşey ki sevdirir. Hayatta bir çizgi vardır çizginin sag tarafı mutluluk sol tarafı hüzündür. İnsanlar genelde çizgidirler, duygularını dengeler. Ne hüzün ne mutluluk ? Eger kendinden çok sevdigin biri varsa o sana dengeni şaşırtır. Çok mutlu oldugun an, bir anda çok mutsuzda olabilirsin. İşte sevgi böyle birşeydir. Dünyada iki kelimeyle cenneti, küçük bir kırgınlıkla cehennemi yaşatır. Ama ne kadar küs olsan da, kızgın olsanda, onun var oldugunu, senin oldugunu bildigin sürece en mutlu sensindir. Sadece gururun bu gerçegi o anlarda saklar, ama bu hep böyledir. Onu gördügün an kendini unutursun. Tek düşündügün tek hissettigin onu çok sevdiğin, onsuz yaşayamıyacağındır. Elini Tuttugunda dünya yıkılsa sana zarar gelmiyecekmiş gibi hissedersin. Bilirsin ki oda seni, senin sevdigin kadar seviyordur. İki seven kalp, aşkın verdigi sıcaklık ve sahiplik hissi Bunlar eritir seni. Ve bununla beraber aşkın getirdigi diger müthiş duygular. Benim için aşk birde insanın yaşamı boyunca en güzel gördügü rüyadır. İşte sen benim için böyle bişeysin.
Gözlerine baktıgımda kendimi buldugum, ellerini tuttugumda dünyadan koptuğum .. Hergünün tamamında aklımı işgal eden, kalbimi hiç bir atışında yalnız bırakmayan, hayallerimin tamamını kaplayan mükemmel birisisin. İyi ki varsın. Seni Seviyorum Aşkım
__________________________
Özlem Mektubu;
Sevgilim!..
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..
Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli
Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.
Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.
Yoksun, gittin, tek başına koydun Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş nolur dayanamıyorum.
_____________________
Karşılıksız platonik aşk mektubu
Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.
Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.
Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.
Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.
MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL.
İlk aşka yazılmış duygusal bir mektup
Maziye zincirlenmişti birzamanlar kaderim. Kalbime de zincir vurulmuştu sanki. Fırtınalar hep içimde dolmayan bir boşluk ise benimleydi hep. Büşra ın gözyaşları durmadan akıyordu. Oturmuştu bir banka gelene geçene aldırmıyordu hiç. Biraz evvel bir holding binasından çıkmıştı. İlk aşkı ilk sevdiği birzamanlar komşusunun oğlu olan Kaanı ziyarete gelmişti. Senelerdir görmemişti onu. Öyle bunalımdaydı ki Yeni eşinden ayrılmış sanki bir iki laf edecek birini aramış ve Kaanı görmeye gelmişti. Sevinçle girdiği yerden ağlayarak çıkmıştı. Kaanın bir sene önce öldüğünü öğrenmişti.
Oysa lisede birlikte okurken üniversiteyi bitirip evleneceklerini söylüyorlardı birbirlerine.
Hemen kalemini çıkarıp ağaca bir kalp çizmiş ve içine isimlerini yazmıştı Kaan.
Düşüncelere dalmıştı Büşra. Apartopar banktan kalktı. Edinekapı Mezarlığına
gitti. Kaanı görememişti ama mezarına gidecekti. Bulacağına inanıyordu. Arkadaşları tarif etmişti.
Mezarlığın kapısında ki çiçekçiden ençok sevdiği birzamanlar sevdiğinin verdiği kırmızı gülleri aldı. Kapıda ki görevliye sordu. Birlikte aramaya başladılar. .
İçinden durmadan
Sonunda buldu mezarı
Gözyaşları durmuyordu.
Şimdi ben senin için aldım.
Nişan yüzüklerimizi bile almıştın. Gençlik işte mantıklı düşünemiyor ki insan.
Hem ağlıyor hem konuşuyordu Büşra.
Evliliğinde çok acılar çektirmişti eşi. Devamlı aldatıyor ve manevi işkenceler yapıyordu. Sonunda dayanamayıp kızını da alıp annesinin yanına gitmişti. Aslında . Kaandan bir beklentisi yoktu. Çünki Kaanda evli ve iki kızı vardı. Yalnızca arkadaş olarak görmeye gitmişti. Trafik kazasında öldüğünü öğrenmesi onu geçmişe götürmüştü.
Ve bizi ayırdı. Belki sen de mutlu olamadın eşinle. Bense hiç olmadım. Bazen seni düşünürdüm. Seninle evli olsaydım mutlu olurdum. Sen beni anlıyan sevgi dolu biriydin.
Yine gözlerinde ki yaşlar sicim gibi iniyordu Büşra ın. . Keşke bugün hiç uğramasaydım. İçimde ki aşk kırıntıları kalsaydı yerinde. Ama mazimin saf ve temiz aşkı köz gibi yanacak bundan sonra içimde.
Elinde ki gülleri mezarın toprağına tek tek bıraktı.
Birzamanlar aşık olduğu deliler gibi sevdiği arkadaşını gözü yaşlı olarak bıraktı. Hayat herzaman süprizlerle doluydu. Bazen böyle acı süprizler de insanın karşısına çıkabiliyordu.
Acayip duygusal ve insanın kendi kalbine yazdığı bir mektup
Yazma diyorlar bana
yazarken canın acıyor
ağlıyorsun..
ve gelemiyorsun kendine uzun bir süre..
yazma diyorbeni tanıyanlar..
yazarsan kurtulamazsın bu aşktan !
Yapamıyorum
yazmamayı beceremiyorum
oysa sussam bir süre..
dinlense kelimeler..
Ben sussam sen yazarsın belki..
İkimizin yerine konuşmaktan yoruldum artık
Ben yazmazsam belki yeni anlamlar yüklenir alfabeye..
Bir harfini aldım oysa onun ben..
28 harf kaldı geriye..
Artık seni tanıyanlar
bilemeyecekler hiç..
Adının başında hangi harfin olduğunu..
Kolay değil böyle sevilmek eminim..
Hiç seni sevdiğim kadar sevilmemiş olsamda..eminim işte..
Benim nefes almamı engelleyen bu aşk
seni de yaşatmazbilirim..
Bulmacaların içindeyim
ama ne olur çözme beni..
gidersen birgün dayanamaz kalbim..
bırak sırlarla kalayım..sen hep başucumda kal..
Bana hiç gelmemiş olsaydın..
korkmazdım elbet bir gün gidecek olman düşüncesinden..
Ama geldin bana
Ne de iyi ettin !
Susamıyorum..Ne zaman susmak gelse içimde..
Gözyaşlarımla yıkıyorum yüzümü..
Çok ağlıyorum
Diyor ki bir şarkı;
-ben denizden bir damlayımo yüzden tuzludur gözyaşlarım..
Denizden doğduğum doğru..
ama artık eminim
Doğduğum yerde ölmeyeceğim !
Ağlatmak istemezdim kimseyi..
ve sen hiç ağladın mıbilmiyorum..
Hayatının neresindeyim
ve yokluğumun büyüklügü ne kadar yer tutarsa
bedelini ödemeye razıyım..
Bırak gideyim..
Tutmuyorum zaten diyebilirsin..
doğru..
ellerinle bağlamadın ellerimi..
Dillerinle söylemedin gitmeleri..
Kalbimden kalbine bağlanan o kalın ilmiği sen atmadın..
Habersiz değildin ama Sadece uyarmadın..
Bazen oturup sana mektup yazmak geliyor içimden..
Sayfalarca..renk renk..
Saçlarımı boyadığım gibi boyamak istiyorum kelimeleri..
Oturuyorum..yazamıyorum..
Boya kalemleri elimde kalıyor..
Gidip masum çocuk yüzlerini boyuyorum..
Gülüyorlar..
Birilerini mutlu etmeyi becerebiliyorum..
Az da olsa..
Kötü olabilseydim..senin içinsana karşı..
Nefret edebilseydin benden..
Denemedim mi sanıyorsunseni sevmemeyi..
benden nefret etmeyi sana öğretmeyi..
olmadı..
ne zaman bir adım atsam senden geriye..
yüzlerce kere koştum ileriye..
Ardıma dönYazma diyorlar bana
yazarken canın acıyor
ağlıyorsun..
ve gelemiyorsun kendine uzun bir süre..
yazma diyorbeni tanıyanlar..
yazarsan kurtulamazsın bu aşktan !
Yapamıyorum
yazmamayı beceremiyorum
oysa sussam bir süre..
dinlense kelimeler..
Ben sussam sen yazarsın belki..
İkimizin yerine konuşmaktan yoruldum artık
Ben yazmazsam belki yeni anlamlar yüklenir alfabeye..
Bir harfini aldım oysa onun ben..
28 harf kaldı geriye..
Artık seni tanıyanlar
bilemeyecekler hiç..
Adının başında hangi harfin olduğunu..
Kolay değil böyle sevilmek eminim..
Hiç seni sevdiğim kadar sevilmemiş olsamda..eminim işte..
Benim nefes almamı engelleyen bu aşk
seni de yaşatmazbilirim..
Bulmacaların içindeyim
ama ne olur çözme beni..
gidersen birgün dayanamaz kalbim..
bırak sırlarla kalayım..sen hep başucumda kal..
Bana hiç gelmemiş olsaydın..
korkmazdım elbet bir gün gidecek olman düşüncesinden..
Ama geldin bana
Ne de iyi ettin !
Susamıyorum..Ne zaman susmak gelse içimde..
Gözyaşlarımla yıkıyorum yüzümü..
Çok ağlıyorum
Diyor ki bir şarkı;
-ben denizden bir damlayımo yüzden tuzludur gözyaşlarım..
Denizden doğduğum doğru..
ama artık eminim
Doğduğum yerde ölmeyeceğim !
Ağlatmak istemezdim kimseyi..
ve sen hiç ağladın mıbilmiyorum..
Hayatının neresindeyim
ve yokluğumun büyüklügü ne kadar yer tutarsa
bedelini ödemeye razıyım..
Bırak gideyim..
Tutmuyorum zaten diyebilirsin..
doğru..
ellerinle bağlamadın ellerimi..
Dillerinle söylemedin gitmeleri..
Kalbimden kalbine bağlanan o kalın ilmiği sen atmadın..
Habersiz değildin ama Sadece uyarmadın..
Bazen oturup sana mektup yazmak geliyor içimden..
Sayfalarca..renk renk..
Saçlarımı boyadığım gibi boyamak istiyorum kelimeleri..
Oturuyorum..yazamıyorum..
Boya kalemleri elimde kalıyor..
Gidip masum çocuk yüzlerini boyuyorum..
Gülüyorlar..
Birilerini mutlu etmeyi becerebiliyorum..
Az da olsa..
Kötü olabilseydim..senin içinsana karşı..
Nefret edebilseydin benden..
Denemedim mi sanıyorsunseni sevmemeyi..
benden nefret etmeyi sana öğretmeyi..
olmadı..
ne zaman bir adım atsam senden geriye..
yüzlerce kere koştum ileriye..
Ardıma döndüğümde sen hep aynı yerdeydin..
Uzaklığımız bundandır..
Neden boğaz köprüsü var burada biliyor musun
ben mi uydurdum yoksa bu bir hikaye miydihatırlamıyorum..
Ama bir şehir aşık olunca diğer şehre..kuruvermişler araya köprüyü işte..
Şehirlerin dilleri yokanlatamazlar sevdalarını..
Benim dilim var..
Ama şehir kadar saklayamam sevdamı..
Salıverirsem birgün içimden bu aşkı..
yıkılacak bu köprü..
Hiç bir seven kavuşmasın diye .!
Olmuyor..olmuyor..
Bir mektup yazsam diyorum sana..
İnsan kalbine mektup yazamıyor ! düğümde sen hep aynı yerdeydin..
Uzaklığımız bundandır..
Neden boğaz köprüsü var burada biliyor musun
ben mi uydurdum yoksa bu bir hikaye miydihatırlamıyorum..
Ama bir şehir aşık olunca diğer şehre..kuruvermişler araya köprüyü işte..
Şehirlerin dilleri yokanlatamazlar sevdalarını..
Benim dilim var..
Ama şehir kadar saklayamam sevdamı..
Salıverirsem birgün içimden bu aşkı..
yıkılacak bu köprü..
Hiç bir seven kavuşmasın diye .!
Olmuyor..olmuyor..
Bir mektup yazsam diyorum sana..
İnsan kalbine mektup yazamıyor !
Sevgiliye yazılmış bir mektup
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Gözlerinden okunuyor, uyku gibi, yağmur gibi, duman gibi aşk dökülüyor gözlerinden. Beni sevmediğini söylerken dudaklarının kıvrımında öyle bir işaret görüyorum ki sevdiğini söylüyor. Elini tutuyorum, elimi iterken elin, yanarak titriyor.
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Bazen hiç ses vermiyorum sana, beni çağırıyorsun, adımı sesleniyorsun, yüreğin beni arıyor. Uzaklara giderken beni de alıp götürüyorsun, yoksa bu kadar çınlar mıydı kulaklarım ?. Akşam yıldızına bakarken ben geçiyorum aklından, yıldız birden ışığa kesiyor.
Beklenmedik bir zamanda, umulmadık bir yerde ansızın karşıma çıkıyorsun, gözlerimiz karşılaşınca yüzünü çeviriyorsun. Benim yanaklarım alev alev..senin dudakların nar çiçeği.. bir rüzgar esiyor aramızdan görmezden geliyorsun. En yaşanacak zamanda saatler boşa akıyor, çileler sarıyorsun.
Sevgilim, benim nazlı sevgilim.. Neden bu cefa ? Neden susuyorsun? Aramızda niçin bu kadar insan, neden bu kadar engel koyuyorsun ? Sevgilim her şey bahane.. bütün söylediklerin.. Kelebek kanadı kadar ince, yağmur damlası kadar temiz bir aşk bu.. Korkmana, kaçmana gerek yok.
Sevgilim, biliyorum sen de seviyorsun beni, itiraf etmiyorsun