-->
Logo

En Yeniler

GÜLDÜREN ESPRİLİ SÖZLER

GÜLDÜREN ESPRİLİ SÖZLER

  • Benzinin 5 TL olduğu bir ülkede istasyon görevlisine neden pompacı dendiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
  • Ajda Pekkan “Bizim zamanımızda insanlar birbirine karşı daha anlayışlıydı” demiş. Haklı valla. Osmanlı’nın hoşgörüsünü bilmeyen yok.
  • Gece korktuğumda yorganı üstüme iyice çekerim. Çünkü katil gelecek: “olamaz üzerinde yorgan var hiçbir şey yapamam” deyip gidecek.
  • Annem odanı topla deyince “Ben sözelciyim, toplayamam” dedim. Annem de “Ama ben sayısalcıyım, iyi çarparım.” Dedi.
  • Misafirin çocuğu “Abi bilgisayar çalışıyor mu” dedi. Yok, “Ev hanımı” dedim. O günden beri çocuktan haber alınamıyor.
  • Markete gidip “bana bi çakmak lazım” dedim, adam arkaya geç geliyorum dedi. Bekliyorum şu an, çakmağı bulamadı sanırım.
  • Teyzemin kocasına babam “bacanak”, dayım” enişte”, dedem “damat”, kuzenim “baba” diyor. hiç güvenmiyorum o adama, ne olduğu belli değil.
  • Para verip dershaneye gidiyoruz ama hoca gelmeyip ders boş geçtiğinde seviniyoruz. Zengin miyiz geri zekâlı mı anlamadım lan.
  • “Soğuk içiniz” sana ne lan. Parasını sen mi verdin? İstersem kaynatır içerim. İstersem ılık içerim. İstersem içmem. Al içmiyorum.
  • Eskiden çarpışınca kitaplar düşerdi. Şimdi iphone’lar samsung’lar düşecek, aşk falan da olmaz. O kadar para vermişim direkt kafa atarım.
  • Hani bazı anlar vardır; insanın nefesi kesilir soluksuz kalır, kalbi hızlı hızlı atar. İşte biz buna aşk dedik ve yardım etmedik, adam öldü lan.
  • Geçen arkadaşla karşıdan karşıya geçeceğiz, sonra dedim ki “Ağa zaten karşıdaysak neden karşıya geçiyoruz?” geçmedik, oturduk bunu düşünüyoruz.
  • Bir ayakkabının siyahı ve beyazı arasında kalıp 2 saat düşündükten sonra, kırmızısını alan canlıya kadın denir.
  • Almanca: wiedersehen İngilizce: see you Türkçe: tamam canım kendine iyi bak öpüyorum oldu hadi hoşçakal tamam hadi görüşürüz tamam hadi oldu.
  • Telefonu şarja koydum %100 beklerken bide baktım ki %7. Evladını kartal kapmış Fatma Girik gibiyim şu an.
  • Hemşire “kan değeriniz düşük” deyince utanıp başım önde odadan çıktım. Fakirlik damarlarıma işlemiş resmen! Kanımda bile değer yok.



  • Hiçbir kafede, lokantada, tek kişilik masa yok. Toplum bile yüzümüze vuruyor yalnızlığımızı, yazıklar olsun.
  • Telefonumun şarjı %1 olduğunda prize koşarken kendimi hastayı acile yetiştirmeye çalışan hemşire gibi hissediyorum.
  • Finallerde; önce soruya bakarım soru mu diye. Sonra sorana bakarım adam mı diye. En son da büt tarihlerine bakarım yakın mı diye…
  • “İyy tipim değil” dediğin kişiye sonradan aşık olman, hayatın sana “ahan da ağzına sıçtım işte” deme şeklidir.
  • Takı takma törenlerinde kimin ne taktığını aklında tutan teyzelerdeki hafıza gücü hiçbir elektronik cihazda yok.
  • Hobileriniz? +Yatmak. Fobileriniz? +Yatamamak. En sevdiğiniz spor? +Sırt üstü yatmak. En sevdiğiniz aktör? +Engin Altan Düzyatan
  • Bayinizden ısrarla isteyiniz ne la. —Abi gazete verir misin +Hayır, yalvar. —Abi kulun köpeğin olayım, çoluğum çocuğum var.
  • Kıskanan bir kadın, orjinalsozler.com Sherlock Holmes kadar araştırmacı, Angry Birds kadar kızgın, testere kadar psikopat olabilir ama candır o can.
  • Neden mi ders çalışmıyorum? Çünkü bana bir şeyleri zorla öğretmeye çalışan bu dayatmacı sisteme karşı. Şaka şaka hacı ben sıkılıyorum ya ondan.
  • Millet elini sallasa ellisi. Ben elimi sallasam bu şansla kapıya pencereye vurup kırarım. İki ay alçıya alırlar yeminle.
  • Meteorolojiden açıklama: Evden çıkarken yanınıza şemsiye, güneş gözlüğü, yağmurluk, güneş kremi, kışlık kaban, mayo alın. 
  • Biz Anadolu’ya göç ederken; Çinliler falan bizim arkamızdan ” gerçekten gittiler mi lan ” diye baktıkları için gözleri kısıldı.
  • Herkes 15 tatile girerken çok çalışacağım der. Ancak çalışamayız. Peki, mutsuz muyuz? Tabi ki de hayır. Çok mutluyuz.
  • —Canım çayını tazeleyim mi? +Bayat çay mı koydun? —Hayır, yani çayını yenileyim mi? +Eski mi bu çay? — Zıkkım iç.
  • Üstüne benzin döküp yakmak istediğim o kadar çok insan var ki. Benzin zammı yüzünden erteleyip duruyorum.
  • Şarjım %100 olunca kendimi süper kahraman gibi hissediyorum, tren altında kalacak küçük bir çocuğu kurtarabilirmişim gibime geliyor.
  • Kanka şu arkadaki kıza baksana çaktırmadan (sandalyeyi çevirip baktı, dönerken 2 kişiyi devirdi, “Bu mu la”) diye bağırdı.
  • Londra’da uluorta yiyip içenlere oruç tutmuyorsunuz, bari tutana saygınız olsun, ayıp be dedim. Sen de yiyorsun dediler. Ben seferiyim dedim.
  • Kızın 15 tane fotoğraf albümü var isimleri: Ben, pen, yine pen, aa pen, bak buda pen, fıratpen, pimapen…
  • Ben tam bir şey düşünüp dilek tutmak istiyorum; ama tam o ara hayat karsıma çıkıp ”al; bu üçün biri sen bunu tut ” diyor ya la.
  • Parayla Saadet olur, Merve olur, Hale olur, Jale olur. Parasız en fazla Naciye ne biliyim Hayriye falan olur.
  • Otobüste mesajlaşırken yazdıklarımı okumaya çalışan teyzeye ön kamerayı açtım neye uğradığını şaşırdı bismillah diye çığlık attı.
  • Adamın boyu 1.45 gırtlağıma kadar borcum var diyor. Al şu 20 TL’ yi git öde borcunu. Dert ettiği şeye bak.
  • Sanırım internet bana aşık. Ben giriyorum, böyle bir kasılmalar bir eli ayağına dolaşmalar, yavaşlamalar falan hadi hayırlısı.
  • Ulan benim evim Bim’e yakın herifin ki Burger Kinge, Starbucksa. İnsan psikolojikmen fakirleşiyor.
  • Aynı hatayı iki kez yapmam ben… En az 5–6 kez yaparım ki iyice emin olayım… Sağlamcı bir yapım var benim.
  • Yapılan araştırmalara göre; kadınların çoğu 30 yaşına kadar trip 30 yaşından sonra ise terlik atıyor.
  • Küçükken anneyle kavga edip odanın kapısını hızlı bir şekilde çarptıktan sonra “acaba dövmeye gelecek mi?” bekleyişi vardı.
  • Annelere göre su bardakları 3’e ayrılır: günlük su bardakları, misafirlere özel su bardakları, dokunulmazlığı olan vitrindeki su bardakları.
  • Dilenciden para çalayım dedim, tekerlekli sandalyedeki adamı ayaklandırdım çok mübarek bir insanım.
  • İnsan 7’sinde neyse 17’sinde klarnet, 27’sinde flüt, 37’sinde saksafon falandır herhalde ne bileyim.
  • Sen de küçükken çekirdekleri ağzında biriktirip hepsini birden yediysen eğer, gel otur biraz da Jetgillerden konuşalım.