HECE ÖLÇÜSÜ (VEZNİ), ÇEŞİTLERİ
Hece ölçüsü bizim öz malımız olan Halk Edebiyatı nazmının ölçüsüdür. Ulusal şiir ölçümüz budur. Bunda, aruzda olduğu gibi içinden çıkılmaz ve anlaşılmaz bir yön yoktur. Ama bu söylediklerimizle, hece ölçüsünün çok basit, ahenksiz bir ölçü olduğu kanısına varılmamalıdır.
Bu ölçünün de kendine özgü özellikleri, incelikleri ve ahenk düzenleri vardır.
Halk şiirleri, aydın sanatçılar, örneğin Divancılar tarafından asırlar boyunca hor görüldüğü için, hece ölçüsü, aydınlar edebiyatına girememiştir. Bu da hece ölçüsünün sırrına ulaşamamış olmalarının bir sonucudur, denilebilir.
Hece ölçüsü, her mısradaki hece sayısının eşitliğine dayanan bir ölçüdür. Yani ilk mısrada kaç hece varsa, öteki mısraların tümünde de o kadar sayıda hece olacaktır.
Hece ölçüsünde uzun hece, kısa hece; kapalı hece, açık hece diye bir sorun yoktur. Sözcüklerdeki bütün heceler bir değerde ve bir karakterdedir.
HECE ÖLÇÜSÜNDE DURAK:
Hece ölçüsünde durak, mısralarda musikinin, şiirin tümünde bir iç ahengin doğmasını sağlar.
Durak, belli sayıda bir hece dizisinden sonra elimizde olmadan durakladığımız yere denir. Bu duraklamadan sonra mısraın geride kalan hece dizilerini okuruz. Durak sayısı, ölçünün uzunluğuna göre artıp azaldığı gibi, sözcüklerin mısra içinde yer alışları bakımından da azalıp çoğalabilir. Bu, şairin arzusuna ve zevkine göre değişir. Durağın ne olduğunu anlamak için şu örneğe bakalım:
Aşağıdan/akar gelir/gemiler
Yel vurdukça/inil inil/iniler
Birinci ve ikinci bölümlerdeki sözcüklerin hece sayıları dörder, son bölümdekilerin hece sayıları da üçerdir. Sayalım:
A şa ğı dan / a kar ge lir / ge mi ler
1 2 3 4 / 1 2 3 4 / 1 2 3
4 + 4 + 3 = 11
Okurken dikkat edersek ilk dört heceden sonra kısa bir duraklama yapıyor, sonra ikinci dört heceye geçiyoruz; onda da aynı duraklamayı yaptıktan sonra, sonuncu parça olan üç heceyi okuyoruz. Bu durup durmamalar bizim elimizde değildir. Buna bizi ölçü zorluyor.
İşte bu örnekte olduğu gibi, mısraları okurken belli hece sayısından sonra durakladığımız yere, hece ölçüsünde, durak diyoruz.
Hece sayısı ve durak şekillerine göre çeşitli hece ölçüleri vardır. Beş heceden on beş heceye kadar değişiklik gösteren hece ölçülerini sırasıyla ve örnekleriyle görelim:
BEŞ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü duraksızdır. Çok kullanılan ölçülerden değildir. Örnek:
Tanrı buyurdu
Sessiz duyurdu,
Sancakla geldik
Aldık bu yurdu — ZİYA GÖKALP
ALTI HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü de duraksızdır. .Bu da çok kullanılan ölçülerden değildir. Örnek:
Nedir zaman nedir,
Bir su mu, bir Muş mu?
Nedir zaman nedir,
İniş mi, yokuş mu?»
YEDİ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu hece ölçüsü duraksız kullanılabildiği gibi (4+3 = 7) duraklı olarak da kullanılabilir. Duraksıza örnek :
Yorgun mehtabın suda
Kaynaştır böcekleri
Gümüşten ve elmastan...
Koyda dalgacıkların
Bükülen çiçekleri
Gümüşten ve elmastan...
Ali Mümtaz ERBOLAT
(4 + 3 = 7) duraklıya örnek:
Dere boyu/saz olur
Gül açılır/yaz olur
Ben yârime/gül demem
Gülün ömrü/az olur — (Ortak Halk Edebiyatı)
SEKİZ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü de duraksız ve duraklı olarak kullanılır. Duraklısı çoğu zaman (4 + 4 = 8) şeklindedir. (5 + 3 = 8) şekli de vardır. Duraksıza örnek :
Birdenbire sanki çıplak
Bir oynuyle sonbaharın
Bir kuş sesi düştü berrak
Boş aynasına civarın — A. Hamdi TANPINAR
(4 + 4 = 8) duraklıya örnek:
Ben yürürem/yâne yane
Aşk boyadı/beni kane
Ne âkilem/ne divane
Gel gör beni aşk neyledi — YUNUS EMRE
DOKUZ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü halk edebiyatımızda pek tutunmamıştır. Duraksız olarak kullanıldığı gibi (5+4 = 9), (4 + 5 = 9), (3+3 + 3=9) duraklı olarak da kullanılabilir. Duraksıza bir örnek veriyoruz:
Gün çekildi pencerelerden
Aynalar baştan başa^ tenha.
Ses gelmez oldu bahçelerden
Gök yüzü döndü siyaha. — C. Sıtkı TARANCI
ON HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü her zaman duraklıdır. (6+4=10) duraklısı pek kullanılmamıştır. Daha çok (5 + 5 = 10) duraklısı kullanılır. Bu da fazla tutunan ölçülerden değildir. (5 + 5 = 10) duraklıya örnek:
Yırtıldı yağmur/bir kumaş gibi
Dağıldı kara/sık iplikleri
Kırdı camlan/dolu, tas gibi
Göründü göğün/mavilikleri — V. M. KOCATÜRK
ON BİR HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçünün en çok kullanılanı (6 + 5 = 11) duraklısıdır. (4 + 4 + 3 = 11) olarak da kullanılır. En işlek hece ölçümüz budur. Bütün saz şairleri bu ölçüyü hamur gibi yoğurmuşlardır. Bundaki ahenk düzeni, öteki ölçülerinkinden daha üstündür. Usta şairler, (6 + 5) ve (4+4 + 3) duraklarını aynı şiir içince kullanmışlar, değişik ahenkler meydana getirmişlerdir (Karacaoğlan gibi). Bu ölçüyü (3 + 3 + 5 = 11) olarak da kullananlar olmuştur. Şimdi (6 + 5) duraklıya bir örnek veriyoruz:
KOŞMA
Sallanı sallanı/gelen sevgilim
Söyle kömür gözlüm/kimin yârisin
Kız senin derdinle/derbeder oldum
Söyle ince bellim/kimin yârisin
Tuba kazı gibi/göğsü nakışlım
Koynu içi misk ü/amber kokuşlum
Melâik sıfatlım/melûl bakışlım
Söyle ince bellim/kimin yârisin
Kapında yayılır/koyunla kuzu
Yerin çiçeğisin/göğün yıldızı
Emrah bir gedadır/sen beyin kızı
Söyle sırma tellim/kimin yârisin
EMRAH
ON İKİ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü (6 + 6=12) duraklı olarak pek az işleniştir. Yunus Emre bu ölçüyü bir kez kullanmıştır.
Bunu daha çok aydın şairlerimiz, Avrupa'nın Aleksandren vezni denen şekline uydurmak için kullanmışlardır. Halk Edebiyatımızda ilk zaman (4 + 4+4=12) duraklı olarak bir hayli işlenmişse de sonraları değerini kaybetmiştir. Bu ölçünün (7 + 5 = 12) şekli de vardır, önce (4 + 4 + 4) e, sonra da (7 + 5) e birer örnek veriyoruz :
ORDUNUN DESTANI'ndan:
Ey atalar/ey yurt İçin/uğraşanlar,
Ey binlerce/tek başına/yürüyenler,
Ey devlerin/leşlerini/sürüyenler,
Bugün bizim/içimizde/siz varsınız
Bir kındaki/kılıç gibi/göğsümüzde,
O ateşli/deanızla/yaşarsınız.
M. E. YURDAKUL
BİR YOLCULUK'tan:
İnerdi gün doğarken/sürüyle dağdan,
Koyunlar çıngıraksız/çoban kavalsız.
Tılsımlı çeşmelerden/su dolduran kız,
Yanımızdan bir âhu/gibi geçerdi.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
ON ÜÇ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü (8+ 5 = 13).ve (4 + 4 + 5=13) duraklıdır. Daha çok aydın şairlerimiz tarafından kullanılmıştır. İşlek bir ölçü değildir. Aşağıdaki örnek (4 + 4+ 5) duraklı ölçü içindir:
Yine dolu/genç kızlarla/çeşmenin başı
Aradım da/bulamadım/nazlı yoldaşı
Sular gibi/akar oldu/gözümün yaşı
H. Ali YÜCEL
ON DÖRT HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü de işlektir. En çok kullanılan şekli, (7 + 7 = 14) duraklısıdır. Yunus Emre bu ölçüyle çok güzel şiirler yazmıştır. Bunun (4 + 3+4 + 3 = 14) duraklısı da vardır. Fakat bu şekli tutunmamıştır. Aşağıdaki örnek (7+7) duraklı ölçü içindir:
Her gölge yeryüzünde/bir ışığa mezardır,
Bilmem ki sönmez ateş/hangi dünyada vardır?
F. Nafiz ÇAMLIBEL
ON BEŞ HECELİ ÖLÇÜ:
Bu ölçü (8 + 7 =. 15) duraklı olabildiği gibi (4 + 4 + 4 + 3 = 15) duraklı da olabilir. Daha çok ikincisi kullanılmıştır. Aşağıdaki örnek (4 + 4+4 + 3) duraklı ölçü içindir:
Bırak beni/hay kırayım/susarsam sen/matem et,
Unutma ki/şairleri/haykırmayan/bir millet
Sevenleri/toprak olmuş/öksüz çocuk/gibidir
Bunlardan başka 16, 20 ve 22'li ölçüler de denenmiştir. Fakat hiç biri tutmamıştır. Buna karşın Yunus Emre, 16'lık ölçüyü de bir hayli kullanmıştır.
Yukardan beri sıralayıp geldiğimin bu ölçülerden en işlek olanlar, yedili, sekizli ve on birli ölçülerdir. On dörtlü ölçü son zamanlarda aydın şairlerimiz tarafından başarıyla kullanılmıştır. Ön dörtlü ölçü, ahenk bakımından zengin bir ölçüdür.
Hece ölçüsü daha önce de söylediğimiz gibi. Divan edebiyatı sanatçıları tarafından hor görülmüş, aruza gösterilen ilgi, buna gösterilmemiştir. Bu böyle olmakla beraber, halk şiiri ve hece ölçüsü, kendi sanatçıları arasında büyük bir sevgi ve içten gelen ilgiyle işlenmiş; dünya halk edebiyatları arasında haklı olduğu şöhrete ulaşmıştır. Hele XVI. yy. dan başlamak üzere XVII. yy. ve sonrasında, Halk Edebiyatı ve hece ölçüsünün gösterdiği yükseliş, Türk diliyle ne derece özlü bir edebiyatın yaratılabileceğini canlı olarak göstermiştir. Halk edebiyatının koşmaları ve türkülerindeki içtenlikle, hiç bir edebiyat boy ölçüşemez.