Face Sözleri-Facebook İçin Güzel Sözler

Daha fazla; uykuya, müziğe, kitaba, giysiye, paraya, sevgiye, güneşe, denize, çikolataya, sarılmaya ve kahveye ihtiyacımız var.

Erkek kısmısının yalan söyleyeni değil de, yalan söylerken yakalananı çok fena. Hem yalancı, hem beceriksiz. Duble Duble gerizekalı.

Farkında mısınız? Erik ağacına dalamayan, eline misket alamamış, taso oynayamamış ve mahalle maçında kavga edemeyen saçma bir nesil yetişiyor.

Gece korktuğunda yorganı kafana kadar niye çekiyor sunuz yahu? Hırsız ya da katil gelse “Üzerinde yorgan var lan ben buna kıyamam, öldüremem” mi diyecek?

Sana küfürlü konuşuyorsam değerimi bil, sana hiç olmadığım kadar samimiyim çünkü. Haaa yole gel…

Biliyorum siz de babanız blgisayara yaklaşınca masaüstünü açıp anlamsız anlamsız bakıyorsunuz. Gelin şöyle, sarılalım dostlarım. Bizlerden zarar gelmez.

Hava öyle güzel ki bilgisayar başında kendimi suçlu gibi hissediyorum. Sanki zindan…

İlkokulda nöbetçi öğrenci diye bir şey vardı. Bunlar işlerini çok ciddiye alırlardı, Sanırsın Topkapı Sarayını koruyor. Nöbetçiler yakayın…

Sen hiç yatağında sırt üstü yatık halde telefonunla uğraşırken telefonu elinden kaydırıp suratına çat diye düşürdün mü? O zaman sen de bizdesin!

Eşli okey oynuyoruz, kıza tek taş diyorum. Düz bi alyans’a bile razıyım diyor. Yahu arkadaş sizin kafa başka birşeye çalışmaz mı?

Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar. Yaşasın tam bağımsız ruh hastaları. pöğööööö

Biz küçükken internet felan yoktu. Sabah erkenden kalkıp çizgi film izlerdik. Tam bi mallık. Keşke internet olsaymış. Ama yoktu..

Hababam Sınıfı müziğinin hızlı hızlı çalınca çok eğlenceli, yavaş yavaş çalınca çok hüzünlü olmasının sırrını hayatım boyunca çözemeyeceğim, çözemeyeceksin, çözemeyecekler. Çöze…

İnsanlar ikiye ayrılır, şampuanı direk kafasına dökenler ve şampuanı ilk önce eline dökenler. Üçüncü yok gardaş, Düşünme!

Kız olmuş 22 kilo hala “uuuuff acil kilo vermem lazımm” diyor. Firavun mu olacaksın be bacım. Zaten fosilleşmişsin, git bir arazi bul göm kendini.

E-okul fotoğrafını göster; seviyorum diyorsa senindir, sevmiyorum diyorsa da haklıdır. Şimdi yalana gerek yok. Mal gibi çıkmışız..

Benden küçük birinin derslerine yardım ederken soruları şakır şakır çözdüğümde kendimi Einstein zannettiğim doğrudur.

1 işçi bir binayı 38500 saniyede yapıyorsa, 38500 işçi 1 binayı 1 saniyede nah yapar. Nerde kaldı orantı? Matematik bitmiştir benim için. Dahada öğretmeyin…

Paylaşımları arkadaşlarına tavsiye etmeyenler, inşallah perdeyi taktıktan sonra yanlış kornişe taktığınızı farkedersiniz.

Bir kadın/bayan/dişiler ona ettiğiniz bir sözü yıllarca saklayıp gerektiği yerde müsait yerinize sokabilir.

Otobüste felan kulaklığın bir tekini isteyen arkadaş modeli var ya. Al al ayakkabının tekini de al. Ceketin bi kolunu da sen giy. Çekinme. Hatta beni ikiye böl diğer yarımı da al…

Ben o karneyi almak istemiyorum, okula hediyem olsun. Hatta bana karne basmasınlar ağaçlar kesilmesin benim için, tohumlar fidana fidanlar ağaca anlayabiliyor musunuz? Tamamen doğasal yani…

Facebook’tan “Durumumu beğenir misin?” diye mesaj atanların profiline girip, o durumun altına “Bunu mu beğeneyim?” yazasım geliyor. Ama vicdan işte…

Islak mendil ile önce yüzünü, sonra elini, sonra masayı ve en sonda ayakkabılarını silen tek milletiz. Ama harbi tasarrufluyuz ha….

Dilenciden para çalayım dedim, tekerlekli sandalyedeki adamı ayaklandırdım çok mübarek bir insanım. Ha bide heryere nur saçıldı….

Sigarayı bırakmanın etkili yolları diye liste yapmışlar, 73 madde okurken üç kere sigara molası verdim. Oku oku bitmiyor. Du bi sigara alıp geleyim…

13 yaşındaki kız “Yeterince olgunlaştım, artık değişim zamanı” yazmış. Sanırım ayakları büyüdü, 1 numara büyük ayakkabı alacak heralde kezban

Amerikalı çocuklar istediği şey olmayınca evden kaçıyor, ben çocukken istediğim şey olmayınca halının üstüne yatar saatlerce ağlardım. Ne malmışız ya…

Sınav esnasında yanınızda ki arkadaş kağıdı full doldurmuşsa ve siz ona “az yardım et” derseniz o size şunu der; Sallıyorum olum.Pezevenk!

İnsanın zor günlerinde yanında dostlarının olması ne güzel. Teşekkürler terlik, çay, kahve, müzikler, yemekler, bilgisayar ve aynam. Bunlarda olmasa insan kafayı yer ahada şuraya yazıyorum…

Dışarı çıkmak istemiyorum ama evde de sıkılıyorum. İnsanları sevmiyorum ama yalnız kalınca da bunalıyorum. Nasıl bir insanım ben de bilmiyorum. pırt…

Bir yeni mesaj – sms: telefona koş, koltuğa atla, maraton bitirir gibi, okyanus geçer gibi aceleyle aç ve yazılan tek şeyin “tmm” olduğunu gör. tmm ne abi ya……. :C

Laptopumu koluma takarım, salonda üç beş tur atarım, olmadı bide televizyon yaparım, gördüğünüz gibi çok yalnızım.Rezalet..

Okulun son haftasında okula giden insan; ya arkadaşlarıyla anlaşmıştır, ya okulda sevdiği biri vardır ya da mallığına gidiyordur. Her halukarda mal gördüğünüz üzere…

Dış görünüşe fazlaca önem vermeyeceksin.. Bak elektirik süpürgesine , içindeki tüm pisliğe rağmen çekici mübarek..

Sen hiç alışveriş yaparken hastalanan kadın gördün mü? Göremezsin. Çünkü, eve gelir evde hastalanır… Alışverişini yarım bırakmaz. Mazallah

Okul nasıl? Dersler, karne nasıl? diye sıralayan büyüklerimize; Kalbin nasıl? Şeker, tansiyon ne durumda? Ya kolestrol? diye kombo yapacaksın, rahatlatacaksın..

Kızın faulleri çenesine gelmiş, “bütün erkekler aynısınız” yazıyor. Sende aynısın, bizden farkın yok…, hatta fazlan var…

Telefon elinden hiç düşmüyor diyenlere kıl oluyorum. Neden düşsün, para verdim yere düşse kırılacak. Bütün manyaklar da beni buluyor. Töbe töbeeeee..

Şeytanlı filmlerden anladığım kadarıyla, eve şeytan girmesi için evin dubleks olması gerekiyor. İçim rahat, çayımı yudumluyorum. Şömine felanda yok, direk elektrikli soba…

Kezban kelimesi de amacını aştı. Artık maddi durumu iyi olmayan kızlara, kilolu kızlara, sessiz ya da size yüz vermeyenlere kezban diyorsunuz. Yapmayın ayıp oluyor……